God is our salvation, said the priest.
- Papaz Allah bizim kurtuluşumuzdur dedi.
Without ethical culture, there is no salvation for humanity.
- Etik kültür, olmadan insanlık için kurtuluş yoktur.
There seems to be no way out of this vicious circle.
- Bu kısır döngüden kurtuluş görülmüyor.
She was an activist in the Women's Liberation Movement.
- O, Kadın Kurtuluş Hareketinde bir eylemciydi.
Is death the only liberation?
- Ölüm tek kurtuluş mu?
Tom got rid of his old books.
- Tom eski kitaplarından kurtuldu.
We got rid of the mice in his house.
- Onun evindeki farelerden kurtulduk.
You should get rid of these weeds.
- Bu yabancı otlardan kurtulmalısın.
Tom thinks he can get rid of his cold if he takes this medicine.
- Tom bu ilacı alırsa soğuk algınlığından kurtulabileceğini söylüyor.
I need to get over him.
- Ondan kurtulmam gerekiyor.
It takes time to get over a divorce.
- Bir boşanmanın etkisinden kurtulmak zaman alır.
How will you dispose of this problem?
- Bu sorundan nasıl kurtulacaksın?
Tom managed to elude capture.
- Tom yakalanmaktan kurtulmayı başardı.