About time too, if you ask me! We've been waiting for about 45 minutes for it!.
It's about time for the wedding to start, let's run to the church.
I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
He has no redeeming traits.
- Onun kurtarıcı özelliği yok.
He rescued the child from the fire.
- Çocuğu yangından kurtardı.
They rescued him from danger.
- Onlar onu tehlikeden kurtardılar.
The rescue workers are going to hand out supplies to the victims of the earthquake.
- Kurtarma ekipleri depremin kurbanlarına malzeme dağıtacak.
They hurried to their father's rescue.
- Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
Horrible helicopter accident in a Belgian cemetery, the rescuers have already salvaged more than 500 corpses.
- Bir Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazası, kurtarıcılar şimdiden 500'den fazla ceset çıkardılar.
This table is made out of salvaged wood.
- Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
I want to recover my valuables.
- Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
He recovered his stolen wallet.
- O, çalınan cüzdanını kurtardı.