He died before the rescuers arrived.
- Kurtarıcılar gelmeden önce o öldü.
The rescuers searched the surroundings in hopes of finding the child.
- Kurtarıcılar çocuğu bulma umuduyla çevreyi aradı.
Maximus is the savior of Rome.
- Maximus, Roma'nın kurtarıcısıdır.
Jesus Christ is my Savior.
- İsa Mesih benim kurtarıcımdır.
Jesus Christ is my saviour.
- İsa Mesih kurtarıcımdır.
I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
He has no redeeming traits.
- Onun kurtarıcı özelliği yok.
Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
They rescued him from danger.
- Onlar onu tehlikeden kurtardılar.
Try to hold on until a rescue team arrives.
- Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın.
They hurried to their father's rescue.
- Babalarını kurtarmak için acele ettiler.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
Horrible helicopter accident in a Belgian cemetery, the rescuers have already salvaged more than 500 corpses.
- Bir Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazası, kurtarıcılar şimdiden 500'den fazla ceset çıkardılar.
Let's salvage what we can.
- Hadi ne kurtarabilirsek kurtaralım.
The man extricated Ellie from a dangerous situation.
- Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.
I want to recover my valuables.
- Ben değerli eşyalarımı kurtarmak istiyorum.
He recovered his stolen wallet.
- O, çalınan cüzdanını kurtardı.