Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
- Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.
- Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.
Hey, did you hear? Susan has a bun in the oven.
- Hey, duydun mu? Susan'ın fırında bir kurabiyesi var.
I made some bunny-shaped cookies.
- Tavşan şeklinde bazı kurabiyeler yaptım.