Definition von kur(mak) im Türkisch Englisch wörterbuch
- constituted
- Simple past tense and past participle of constitute
- brought about or set up or accepted; especially long established; "the established social order"; "distrust the constituted authority"; "a team established as a member of a major league"; "enjoyed his prestige as an established writer"; "an established precedent"; "the established Church"
- {s} comprised, made up, formed; established, founded; appointed to a particular position
- past of constitute
- kur
- course
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker.
- Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.
- kur
- rate
What's the exchange rate today?
- Bugün döviz kuru nedir?
What is the exchange rate for dollars now?
- Şimdi dolar için döviz kuru nedir?
- kur yapmak
- flirt
- kur
- flirt
- Kur Değişim Ücreti
- (Finans) Exchange Rate Change Fee
- kur
- attention
- kur an
- establish an
- kur yapma
- courtship
Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
- Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
- kur'an
- Quran
- Kur
- G.S.O. (general staff officer)
- Kur
- (abbr. for Kurmay) mil
- Kur
- G.S. (general staff)
- kur
- par
Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
- Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
- Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- kur
- rate of exchance
- kur
- flirtation
- kur
- courtship
Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
- Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
- kur
- pass
All the passengers were saved from drowning.
- Bütün yolcular boğulmaktan kurtarıldılar.
They were rescued by a passing ship.
- Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar.
- kur
- courting, wooing
- kur
- suit
Geppetto did not have a penny in his pocket, so he made his son a little suit of flowered paper, a pair of shoes from the bark of a tree, and a tiny cap from a bit of dough.
- Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
- Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
- kur
- class
Tom can swim faster than anyone else in his swimming class.
- Tom yüzme kursundaki başka birinden daha hızlı yüzebilir.
Tom was daydreaming in class.
- Tom sınıfta hayal kuruyordu.
- kur
- court
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
- Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
The graphic description of the victim's murder was too much for his mother, who ran out of the court in tears.
- Kurbanın katili tarafından yapılan çarpıcı betimleme, gözyaşları içinde mahkemeyi terk eden annesine çok ağır geldi.
- kur
- wooing
He tried wooing her with love poems.
- O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.
- kur
- rush
- kur
- addresses
- kur farkı
- difference of exchange
- kur farkı
- exchange rate
- kur yapan kimse
- wooer
- kur yapma
- courting
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
- Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
- kur yapma
- wooing
He tried wooing her with love poems.
- O aşk şiirleriyle ona kur yapmaya çalıştı.
- kur yapma
- suit
He began courting her in earnest when he found out that she had another suitor.
- Onun diğer talibinin olduğunu öğrendiğinde, ciddi olarak ona kur yapmaya başladı.
- kur yapma
- addresses
- kur yapma
- flirtation
- kur yapmak
- rush
- kur yapmak
- woo
- kur yapmak
- pitch
Tom doesn't want to pitch.
- Tom kur yapmak istemiyor.
Tom didn't want to pitch.
- Tom kur yapmak istemedi.
- kur yapmak
- pay one's attention to smb
- kur yapmak
- pay one's addresses to
- kur yapmak
- court
- kur yapmak
- to pay court to, to make advances to, to flirt, to court
- kur yapmak
- make a pass at
- kur yapmak
- pay court to
- kur yapmak
- spark
- kur yapmak
- philander
- kur yapmak
- sue
- kur yapmak
- pay one's court to
- cari kur
- (Ticaret) spot rate
- gerçek kur
- (Ticaret) current exchange rate
- geçerli kur
- (Ticaret) spot exchange rate
- resmi kur
- (Ticaret) official exchange rate
- spot kur
- (Ticaret) spot exchange rate
- dalgalı kur
- (Finans) Floating exchange rate
- sabit kur
- (Finans) Fixed exchange rate
- Gn. Kur
- (abbr.for Genelkurmay) mil. G.S. (General Staff)
- borsa kur cetveli
- price list
- bugünkü kur
- today's rate
- daha sonra kur
- install later
- esas kur
- (Ticaret) central rate
- esnek kur
- flexible rate
- evrak çantası kur
- (Bilgisayar) briefcase setup
- günlük kur
- current rate of exchange
- günlük kur
- current exchange
- günlük kur
- per diem rate
- hesap kur
- (Bilgisayar) setup account
- maliye ve kur politikaları
- (Ticaret) adjustment policies
- merkezi kur
- (Hukuk) central exchange rate
- microcosm kur
- (Bilgisayar) microcosm setup
- microsoft kur
- (Bilgisayar) microsoft setup
- microsoft kur aracı
- (Bilgisayar) microsoft setup tool
- modem kur
- (Bilgisayar) modem setup
- modem kur
- (Bilgisayar) install modem
- office kur ve kaldır
- (Bilgisayar) office setup and uninstall
- ortalama kur
- (Ticaret) middle rate
- ortalama kur
- (Ticaret) average rate of the exchange
- otomatik kur
- (Bilgisayar) automatic setup
- referans kur
- (Ticaret) reference rate
- serbest kur
- (Ticaret) free exchange rate system
- sunucu tabanlı kur programı
- (Bilgisayar) server based setup utility
- taban kur
- (Ticaret) floor exchange rate
- vadeli kur
- forward rate
- vadeli kur primi
- (Ticaret) forward premium
- windows için kur
- (Bilgisayar) install for windows
- windows için microsoft kur
- (Bilgisayar) microsoft setup for windows
- windows kur
- (Bilgisayar) windows setup
- windows kur için ağ yolu
- (Bilgisayar) network path for windows setup
- çapraz kur
- (Hukuk) currency crossrate, cross exchange rate