kullanılması

listen to the pronunciation of kullanılması
Türkisch - Englisch
Using
kullan
{f} using

By using Tatoeba one learns languages. - Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.

You should try to form the habit of using your dictionaries. - Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.

kullan
{f} used

Windows is the most used operating system in the world. - Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.

You used a condom for birth control, right? - Doğum kontrolü için bir prezervatif kullandın, değil mi?

kullan
{f} exploiting

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

kullan
{f} ply
kullan
utilize

I want you to utilize that object. - O nesneyi kullanmanı istiyorum.

Atomic energy can be utilized for peaceful purposes. - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.

kullan
used to

That's the computer he used to write the article. - O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.

It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere. - O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

kullan
make use of

Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now. - Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.

Many young people make use of their summer vacation to climb Mt. Fuji. - Birçok genç insan yaz tatilini Fuji Dağına tırmanmak için kullanıyor.

kullan
{f} use

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

Windows is the most used operating system in the world. - Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.

kullan
{f} exploit

Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts. - Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

kullan
wield

Do you know how to wield an épée? - Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?

Sami was wielding a knife. - Sami bir bıçak kullanıyordu.

kullan
get round
kullan
got round
kullan
(Bilgisayar) play

Mary used her fork to play with the food on her plate. - Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.

Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play. - Kumanda panelinin uzun süreli kullanımdan kaçının. Göz yorgunluğunu önlemek için, oyunun her saati boyunca yaklaşık 15 dakikalık bir mola verin.

devlet üzerinde kuvvet kullanılması
(Hukuk) coercion upon a state
dilin yanlış kullanılması
barbarism
egemenliğin ülke üzerinde bizzat kullanılması
(Hukuk) corpus occupandi
fiilin iki isimle kullanılması
zeugma
hakkın kötüye kullanılması
(Hukuk) abuse of rights
kelimenin zıt anlamda kullanılması
antiphrasis
teknik terimlerin kullanılması
technicality
temsilci üzerinde zor kullanılması
(Hukuk) coercion upon the representative
yetkinin kötüye kullanılması
(Hukuk) misuse of powers
özgürlüğün kötüye kullanılması
license
özgürlüğün kötüye kullanılması
licence [Brit.]
Türkisch - Türkisch
fototerapi
kullanılması
Favoriten