Definition von kullanılan im Türkisch Englisch wörterbuch
- current
- (Bilgisayar) using
Using simple crayons, just like those used by any child, Maria was able to create breathtaking pictures.
- Sadece herhangi bir çocuk tarafından kullanılanlar gibi basit boya kalemleri kullanarak Maria nefes kesen resimler yaratabildi.
- (Bilgisayar) used space
- used
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
The herb used in that pasta sauce might be parsley.
- Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.
- living
- in use
- kullanılan kelimeler
- vocabulary
- kullanılan dil, modern dil
- The language used in modern languages
- kullanılan oylar
- (Hukuk) the votes cast
- kullan
- {f} using
By using Tatoeba one learns languages.
- Bir insan Tatoeba'yı kullanarak dil öğrenir.
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
- kullan
- {f} used
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
Na'vi language is used in Avatar.
- Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- elle kullanılan
- handheld
- en iyi şekilde kullanılan
- optimized
- en iyi şekilde kullanılan
- optimised
- konut olarak kullanılan oda
- (Ticaret) lodging
- sık kullanılan
- (Bilgisayar) favorite
- kullan
- {f} exploiting
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
- kullan
- {f} ply
- kullan
- utilize
I want you to utilize that object.
- O nesneyi kullanmanı istiyorum.
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
- Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
- kullan
- used to
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
That's the computer he used to write the article.
- O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
- kullan
- make use of
Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now.
- Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
Let's make use of our time wisely.
- Zamanımızı akıllıca kullanalım.
- kullan
- {f} use
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
Na'vi language is used in Avatar.
- Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- kullan
- {f} exploit
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
- Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
- kullan
- wield
Sami was wielding a knife.
- Sami bir bıçak kullanıyordu.
Do you know how to wield an épée?
- Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
- kullan
- get round
- kullan
- got round
- kullan
- (Bilgisayar) play
Most of the online users I play poker with have been newbies.
- Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.
Mary used her fork to play with the food on her plate.
- Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.
- kullanılanlar
- uses
- salata yapmak için kullanılan
- used to make salad
- sıfat gibi kullanılan
- adjective
- yem olarak kullanılan balık parçaları
- chum
- Sea Stallion-Personel/yük naklinde kullanılan tek motorlu ağır ikmal helikopteri
- (Askeri) Sea Stallion
- acil durum tespiti için kullanılan tüm telsiz göndermeçleri
- (Askeri) emergency locator transmitter
- acil durumda kullanılan
- donkey
- anlamı dışında kullanılan kelime
- counterword
- arıza halinde kullanılan yol
- clearway
- az kullanılan
- obsolescent
- aşai rabbani ayininde kullanılan kap
- flagon
- aşai rabbani ayininde kullanılan metal tabak
- paten
- aşai rabbani ayininde kullanılan şarap kadehi
- chalice
- balina avında kullanılan
- whaling
- batitermograf (deniz dibi tetkiklerinde kullanılan termograf)
- (Askeri) bathythermograph
- bu şu anda kullanılan tren tarifesi mi
- Is this the current train schedule
- deneyde kullanılan
- experimental
- deniz savaşlarında kullanılan balta
- poleaxe
- deniz savaşlarında kullanılan balta
- poleax
- deri naklinde kullanılan deri parçası
- skin graft
- devlete ait müteahhit tarafından kullanılan
- (Askeri) government-owned, contractor-operated
- dinamit yapımında kullanılan madde
- dope
- doğal motifler kullanılan sanat türü
- Art Nouveau
- doğumda kullanılan hafif anestezi
- twilight sleep
- duvar halıcılığında kullanılan yün
- berlin wool
- gardrop olarak kullanılan oda
- walk-in closet
- genellikle kullanılan
- in current use
- gerçek anlamı dışında kullanılan sözler
- cant
- geçmiş zaman yerine kullanılan geniş zaman
- historical present
- gizli çekimde kullanılan
- candid
- göz muayenesinde kullanılan araç
- orthoscope
- göz muayenesinde kullanılan ışıklı alet
- ophthalmoscope
- göğüs hastalıkları için kullanılan
- pectoral
- her gün kullanılan
- household
- heykelcilikte kullanılan
- statuary
- ibadet için kullanılan
- devotional
- iki elle kullanılan
- two-handed
- iki sahneyi bağlamakta kullanılan çekim
- cut in
- ilaç yapımında kullanılan
- officinal
- inşaatlarda kullanılan iş makinaları ve ekipmanları
- (Hukuk) construction plant and equipment
- isim olarak kullanılan
- substantive
- için kullanılan kısaltmadır
- (Hukuk) SEC documents
- mesken olarak kullanılan gemi
- houseboat
- müşterek uzaktan kullanılan silah
- (Askeri) joint stand-off weapon
- ovmakta kullanılan yağlı ilaç
- embrocation
- oyuncak gibi kullanılan kimse
- plaything
- posta ile kullanılan oy
- absentee ballot
- posta ile kullanılan oy
- absentee vote
- prefabrik yapıda kullanılan alçı harç
- staff
- sahibi tarafından kullanılan
- drive yourself
- savaşta kullanılan pis koku yayan kap
- stinkpot
- sağ elle kullanılan
- right handed
- sinema fotoğrafçılığında kullanılan güçlü lâmba
- Klieg
- sofrada yemeği ısıtmakta kullanılan kap
- chafing dish
- standart olarak kullanılan
- standard
- standrat olarak kullanılan Kara Kuvvetleri uçak uçuş rotası
- (Askeri) standard use Army aircraft flight route
- suçta kullanılan araçlar
- (Hukuk) instrumentalities
- sıfat gibi kullanılan
- adjectival
- tarım ve ormancılıkta kullanılan tekerlekli traktörler
- (Hukuk) agricultural and forestry tractors
- tek göz ile kullanılan
- monocular
- yem olarak kullanılan kayabalığı
- gudgeon
- yerinde kullanılan söz
- felicity
- yol yapımında kullanılan kırma taş
- road metal
- yol yapımında kullanılan sert taş
- whinstone
- yol yapımında kullanılan sert taş
- whin
- çok kullanılan
- corny
- ısa amblemi olarak kullanılan kuzu şekli
- Agnus Dei
- şimdiki zamanla kullanılan geçmiş zamanlı kelime
- preterite present