You should try to form the habit of using your dictionaries.
- Sözlüklerini kullanma alışkanlığı oluşturmaya gayret etmelisin.
He broke the machine by using it incorrectly.
- O, yanlış kullanarak makineyi bozdu.
The gym is used for the ceremony.
- Spor salonu, tören için kullanıldı.
Na'vi language is used in Avatar.
- Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
- Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
I want you to utilize that object.
- O nesneyi kullanmanı istiyorum.
That's the computer he used to write the article.
- O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
Let's make use of our time wisely.
- Zamanımızı akıllıca kullanalım.
Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now.
- Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.
Uranium is used in the production of nuclear power.
- Uranyum, nükleer gücün üretiminde kullanılmaktadır.
Windows is the most used operating system in the world.
- Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
Some people try to gain advantage by exploiting their personal contacts.
- Bazı insanlar kendi kişisel bağlantılarını kullanarak avantaj kazanmaya çalışır
The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them.
- Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.
Do you know how to wield an épée?
- Epeyi nasıl kullanacağını biliyor musun?
Sami was wielding a knife.
- Sami bir bıçak kullanıyordu.
Mary used her fork to play with the food on her plate.
- Mary çatalını tabağındaki yemekle oynamak için kullandı.
Most of the online users I play poker with have been newbies.
- Poker oynadığım çevrimiçi kullanıcıların çoğu yeniler.