kuşatan

listen to the pronunciation of kuşatan
Türkisch - Englisch
wraparound
surrounding
circumambient
embracing
ambient
kuşatan duvar
ring wall
kuşat
beset

The problem was beset with difficulties. - Sorun zorluklarla kuşatıldı.

kuşat
encircle
kuşat
{f} encompassing
kuşat
encompass
kuşat
besiege

In 1683, the Turks besieged Vienna for the second time. - Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.

In 1683, the Turks besieged Vienne for the second time. - Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattı.

kuşat
{f} besetting
kuşat
cordon off
kuşat
{f} besieging
kuşat
engird
kuşat
surround

The soldiers surrounded the village. - Askerler köyü kuşattı.

Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded. - Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.

kuşat
surrounding

They're surrounding us. - Onlar bizi kuşatıyor.

kuşat
cordonoff
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) MUKALLİD
(Osmanlı Dönemi) HAVİ
kuşatan
Favoriten