I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night.
- Ben gece motosikletimin üstüne bir kılıf koyduğumu sağlama alırdım.
He put a cover over his car.
- O, arabasının üzerine bir örtü koydu.
Please put the book on the shelf.
- Lütfen kitabı rafa koy.
Please put a cassette in the VCR and press the record button.
- Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.
I had a hard time putting the kid to bed.
- Çocuğu yatağa koyarken sıkıntı çektim.
Tom is putting stuff in his backpack.
- Tom çantasına eşyalarını koyuyor.
What sound does a sheep make?
- Bir koyun nasıl ses çıkarır?
I put my fingers in my ears to block out the terrible sounds.
- Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.
Tom put the thermometer under his arm.
- Tom ısıölçeri kolunun altına koydu.
Tom put his arm around Mary.
- Tom kolunu Mary'nin etrafına koydu.
We were granted the privilege of fishing in this bay.
- Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.