She walked barefoot over the hot embers.
- O, sıcak korlar üzerinde çıplak ayakla yürüdü.
Fear crept into my heart and settled there.
- Korku kalbime süzüldü ve orada yerleşti.
I have horrible heartburn.
- Bende korkunç mide yanması var.
Alarming news came from the suburbs.
- Varoşlardan korkutucu haber geldi.
She gave a small cry of alarm and fled to the bathroom.
- O küçük bir korku çığlığı attı ve banyoya kaçtı.
This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
- Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.