Everything went horribly wrong.
- Her şey korkunç bir şekilde yanlış gitti.
Sami missed Layla terribly.
- Sami, Leyla'yı korkunç bir şekilde özlüyordu.
I was terribly frightened.
- Korkunç bir şekilde korktum.
Tom is dreadfully wrong.
- Tom korkunç bir şekilde hatalı.