It's nothing, don't be afraid!
- Bu şey yok, korkmayın!
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
They fear that he may be dead.
- Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
A burnt child dreads fire.
- Yanmış bir çocuk ateşten korkar.
Cats have a dread of water.
- Kedilerin su korkusu vardır.