We go to the cinema to be scared by watching horror movies.
- Korku filmlerini izleyip korkmak için sinemaya gidiyoruz.
It's normal to be scared. I'm scared too, you know.
- Korkmak normaldir. Bende korkarım, bilirsin.
You don't have to be afraid.
- Korkmak zorunda değilsin.
What do I have to be afraid of?
- Neyden korkmak zorundayım?
It is more cruel to fear death than to die.
- Ölümden korkmak, ölmekten daha acımasızdır.
Do not kill Edward; it is good to fear.
- Edward'ı öldürme; korkmak iyidir.
I have never seen any reason to be frightened of the dark.
- Karanlıktan korkmak için bir neden göremiyorum.
What do I have to be afraid of?
- Neyden korkmak zorundayım?
I don't want to be afraid of Tom anymore.
- Artık Tom'dan korkmak istemiyorum.
Tom is too stupid to be scared.
- Tom korkmak için çok aptal.
Tom was too surprised to be scared.
- Tom korkmaktan çok şaşırdı.
I have never seen any reason to be frightened of the dark.
- Karanlıktan korkmak için bir neden göremiyorum.
It's normal to be scared. I'm scared too, you know.
- Korkmak normaldir. Bende korkarım, bilirsin.
Tom was too surprised to be scared.
- Tom korkmaktan çok şaşırdı.
You don't have to be afraid.
- Korkmak zorunda değilsin.
It's normal to be a little afraid.
- Biraz korkmak normaldir.
I don't want to be afraid of Tom anymore.
- Artık Tom'dan korkmak istemiyorum.
There's no reason to be afraid of Tom.
- Tom'dan korkmak için bir sebep yok.
We go to the cinema to be scared by watching horror movies.
- Korku filmlerini izleyip korkmak için sinemaya gidiyoruz.
Tom was too surprised to be scared.
- Tom korkmaktan çok şaşırdı.
I have never seen any reason to be frightened of the dark.
- Karanlıktan korkmak için bir neden göremiyorum.
There's no reason to be afraid of Tom.
- Tom'dan korkmak için bir sebep yok.
What do I have to be afraid of?
- Neyden korkmak zorundayım?
You need not have such fear.
- Öyle korkmana gerek yok.
Only a fool doesn't fear the sea.
- Sadece bir aptal denizden korkmaz.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
Don't be afraid of making mistakes.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
They fear that he may be dead.
- Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
She is on a diet for fear that she will put on weight.
- Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
Tom dreads going to work tomorrow.
- Tom yarın işe gitmeye korkuyor.
A burnt child dreads fire.
- Yanmış bir çocuk ateşten korkar.
It will end well, never fear!
- İyi sona erecek, hiç korkma!
It's nothing, don't be afraid!
- Bu şey yok, korkmayın!
Don't be afraid to make a mistake.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
Follow me and have no fear.
- Beni takip et ve korkma.