Try to check the flow of water by turning the valve.
- Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.
We should check the spread of the disease.
- Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.
We'd better check it out.
- Bunu kontrol etsek iyi olur.
Tom wants you to check it out.
- Tom bunu kontrol etmeni istiyor.
Anger is hard to control.
- Öfkeyi kontrol etmek zordur.
Try to control yourself.
- Kendinizi kontrol etmeye çalışın.
The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
- Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
I have trouble controlling my emotions.
- Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyorum.
Fadil controlled the drug trade in the area.
- Fadıl, bölgedeki uyuşturucu ticaretini kontrol etti.
Tom controlled everything.
- Tom her şeyi kontrol etti.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
He checked that all the doors were safely shut.
- Bütün kapıların güvenli bir şekilde kapatılıp kapatılmadığını kontrol etti.