konsantre

listen to the pronunciation of konsantre
Türkisch - Englisch
concentrated

Wealth is becoming more and more concentrated. - Servet gittikçe daha konsantre oluyor.

Tom concentrated on that. - Tom onun üzerine konsantre oldu.

undiluted
chem. concentrated
concentrated; concentrate
chem. (a) concentrate
concentrating

Tom isn't concentrating, is he? - Tom konsantre olmuyor, değil mi?

I have difficulty concentrating. - Konsantre olmada zorluk çekiyorum.

concentrate to
(Nükleer Bilimler) concentrate

I concentrated on what he was saying. - Onun söylediklerine konsantre oldum.

Turn off the television. I can't concentrate. - Televizyonu kapa. Konsantre olamıyorum.

konsantre olmak
concentrate

For now, I'd like to concentrate on this. - Şimdilik buna konsantre olmak istiyorum.

You've got to concentrate. - Sen konsantre olmak zorundasın.

konsantre olmak
concentrate on
konsantre asit  
concentrated acid
konsantre domates  
tomato concentrate
konsantre olmak
centre
konsantre olmuş
concentrated
konsantre süt
(Gıda) condensed milk
konsantre yük  
concontrated load
konsantre asetik asit
glacial aselic acid
konsantre balık proteini
(Çevre) fish protein concentrate
konsantre bir biçimde
concentratedly
konsantre depolar
concentrate storage bins
konsantre edilmiş
compacted
konsantre etmek
concentrate
konsantre etmek/olmak
to concentrate (mentally)
konsantre gargara çözeltisi
(Tıp) concentrate for gargle
konsantre madde
concentrate
konsantre olamamak
can not concentrate
konsantre olamamak
be unable to concentrate
konsantre olmak
pore over
konsantre olmak
centre [Brit.]
konsantre olmak
to concentrate (on)
konsantre olmak
center
konsantre olmak
rivet
konsantre olmak
pore
konsantre safra
(Tarım) contentrated gall
konsantre çözelti
concentrated solution
konsantre olmak
focus attention
Türkisch - Türkisch
(Hukuk) Yoğunlaştırılmış
Yoğunlaştırılmış, yoğun
Derişik
konsantre
Favoriten