They invite us to their conferences.
- Onlar bizi konferanslarına davet ediyor.
He attends medical conferences.
- O tıbbi konferanslara katılır.
Many of the students felt that the professor should have spent more time preparing his lectures.
- Öğrencilerden çoğu profesörün konferanslarını hazırlarken daha fazla zaman harcaması gerektiğini hissettiler.
His lectures are very long.
- Onun konferansları çok uzun.
She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
- Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
- Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
- Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
His lectures are very long.
- Onun konferansları çok uzun.