kompleksli

listen to the pronunciation of kompleksli
Türkisch - Englisch
mixed-up
hung-up
psych. (person) who has a complex
mixed-up, hung-up
kompleks
complex

He has an inferiority complex. - Onun bir aşağılık kompleksi var.

Do you know anything about complex carbohydrates? - Kompleks karbonhidratlar hakkında bir şey biliyor musun?

kompleks
complexly
kompleks
complexing
kompleks
psych. complex
kompleks
complex, complicated; complex, hang-up" " karmaşa; complex" " karmaşık, mudil; (endüstriyel) complex
Türkisch - Türkisch
Kompleksi olan: "Kompleksli olan insan bu aşağılık duygusunu örtmek için inadına yüksekten a(Tarih) "- H. Taner
Kompleksi olan
KOMPLEKS
(Osmanlı Dönemi) Fr. Bir anda kavranamıyacak şekilde çeşitli sebeblerden, unsurlardan meydana gelmiş
KOMPLEKS
(Osmanlı Dönemi) İnsanların davranışlarına, ruh hâllerine yön veren birbirine bağlı şuuraltı hayallerinin bütün
KOMPLEKS
(Hukuk) Bir kişinin gidişine, davranışına yön veren bilinç dışı eğilimlerin tümü; birçok karmaşık şeyden oluşan
KOMPLEKS
(Osmanlı Dönemi) Basit olmayan. Mürekkep
Kompleks
kuruluşlar bütünü
Kompleks
tesisler bütünü
kompleks
Hemen kavranamayan, çözümü güç olan, karmaşık: "Heveskârlar için hece ve aruz, bir kompleks, içinden çıkılmaz bir yoldu."- S. Birsel
kompleks
Karmaşa, ruh karmaşası
kompleks
Aynı ekonomik etkinliği gerçekleştiren sanayinin tesisler bütünü
kompleks
Karmaşıklık, karmaşa
kompleks
Karmaşa, ruh karmaşası: "Megalomaninin kökeninde çoğu zaman aşağılık kompleksi ya(Tarih) "- H. Taner
kompleks
Karmaşık
kompleks
Aynı ekonomik etkinliğe açık sanayinin tesisler bütünü
kompleks
Hemen kavranamayan, çözümü güç olan, karmaşık
kompleksli
Favoriten