He is one of my neighbors.
- O, benim komşularımdan biri.
I had an interesting conversation with my neighbor.
- Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
My home town is adjacent to the ocean.
- Memleketim okyanusa komşu.
France is adjacent to Spain.
- Fransa, İspanya ile komşudur.
My neighbours have already explained to me who Björk is.
- Komşularım bana zaten Björk'ün kim olduğunu açıkladılar.
The three neighbours helped each other.
- Üç komşu birbirlerine yardımcı oldular.
That country broke off diplomatic relations with the neighboring countries.
- O ülke, komşu ülkelerle olan diplomatik ilişkileri kesti.
The police charged him with leaking information to a neighboring country.
- komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
The Joneses go to the store.
- Komşular mağazaya gidiyor.
The music coming from next door was loud and annoying.
- Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.
The boy next door fell head first from a tree.
- Komşunun çocuğu bir ağaçtan tepe üstü düştü.
The Joneses go to the store.
- Komşular mağazaya gidiyor.
At the neighbouring table sat a German-speaking couple.
- Komşu masada Almanca konuşan bir çift oturuyordu.
They have good relations with neighbouring countries.
- Onların komşu ülkelerle iyi ilişkileri var.
I just want to be a good neighbor.
- Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
I only want to be a good neighbor.
- Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
Tom tried to be neighborly.
- Tom komşu gibi olmaya çalıştı.
I'm just trying to be neighborly.
- Sadece komşu gibi olmaya çalışıyorum.
Bill boasts of owning the biggest car in the neighborhood.
- Bill kendi büyük arabasıyla komşularına karşı övünür.
We went to see our neighbours.
- Komşularımızı görmeye gittik.
My neighbours have already explained to me who Björk is.
- Komşularım bana zaten Björk'ün kim olduğunu açıkladılar.
Tom is our next door neighbor.
- Tom bizim kapı komşumuz.
Tom married the girl next door.
- Tom kapı komşusu kızla evlendi.
He is one of my neighbors.
- O, komşularımdan biri.
She tried to spice up the conversation with gossip about the neighbors.
- O, konuşmayı komşular hakkındaki dedikodu ile tatlandırmaya çalıştı.