kolay

Türkisch - Englisch

Definition von kolay im Türkisch Englisch wörterbuch

It's easy to cut cheese with a knife. - Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.

To be always honest is not easy. - Her zaman dürüst olmak kolay değildir.

(Argo) mickey mouse

easy way of doing sth

I was easily taken in by his smooth talk. - Onun yumuşak konuşmasıyla kolaylıkla içeri alındım.

This zipper doesn't zip smoothly. - Bu fermuar kolayca kapanmıyor.

Although studying Chinese seems difficult, it's simpler than you think. - Çince eğitimi zor gibi görünse de, düşündüğünüzden daha kolaydır.

The work here is fairly simple. - Buradaki iş oldukça kolaydı.

I found the problem uncomplicated. - Ben sorunu kolay buldum.

easy way (to do something)

easy; easy way of doing sth

straightforward

That cocktail is sweet and easy to drink. - O kokteyl tatlı ve içmesi kolay.

unlaboured [Brit.]

It's easy to make and it's cheap. - Yapması kolaydır ve ucuzdur.

Speaking Esperanto is so easy that sometimes it requires a real effort. - Esperanto konuşmak o kadar kolaydır ki bazen gerçek bir çaba gerektirir.

The math homework proved to be easier than I had expected. - Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı.

It's easier to learn a new language when you are young. - Gençken yeni bir dil öğrenmek daha kolay.

I thought doing this would be easy. - Bunu yapmanın kolay olacağını düşündüm.

The soldiers on the boats would be easy targets. - Teknelerdeki askerler kolay hedefler olacaktı.

{s} unlaboured

kolay bozulan

kolay aldanan

kolay etkilenen

kolay etkilenir

kolay incinir

We're all vulnerable. - biz hepimiz kolay inciniriz.

Children are so vulnerable. - Çocuklar çok kolay incinir.

kolay kanan kimse

kolay kazanmak

Kolay gelsin

(said to sb at work) May it be easy

(Bilgisayar) friendly name

kolay aldanır

kolay aldatılma

kolay anlaşılır

(Konuşma Dili) clear cut

kolay anlaşılır

kolay anlaşılır

kolay beğenmez

kolay etkilenen

kolay hesaplama

kolay inanan

(Konuşma Dili) a piece of cake

kolay iş değil

kolay kopmaz

kolay kullanım

(Bilgisayar) easier to use

kolay kullanım

(Bilgisayar) accessibility

kolay kullanımlı

kolay kırılan

kolay kırılma

kolay olmak

kolay tanınan

kolay tutuşan

kolay tutuşan

kolay tutuşur

kolay tutuşur

kolay yapılmış

kolay ürkütülen

kolay gelmek

kolay gelsin

(Said to someone at work) May it be easy!

kolay gelsin!

kolay, sehi

Easy, deflection

kolay affeder

kolay aldatılan

kolay anlamayan

kolay anlaşılan

kolay anlaşılan şey

kolay aşık olan

kolay bakımlı

(Tekstil) easy-care

kolay bağlantı

snap-on coupling

kolay bulunabilme

kolay dağılır

kolay değil

kolay değil

Cleaning up after the party was no picnic. - Partiden sonra ortalığı toparlamak kolay değildi.

kolay düzenle

(Bilgisayar) simpleedit

kolay elde edilen başarı

kolay erir tel

kolay eriyen

(Fizik) low melting

kolay erişilir

easy accessible

kolay erişim

(Bilgisayar) easy access

kolay erkek

kolay etkilenen

kolay etkilenen

I was young and impressionable at that time. - O zamanlar genç ve kolay etkilenendim.

kolay etkilenme

impressionability

kolay etkilenme

kolay farkedilmez

kolay formlar

(Bilgisayar) easy forms

kolay galibiyet

kolay galibiyet

kolay gelsin/gele! I hope it's going smoothly./I hope it will go smoothly

(said to someone who is either doing or planning to do a job)

kolay geçme

(Fizik) snug fit

kolay giyilen

kolay giyilen şey

kolay hedef

kolay hedef

(Ticaret) fair game

kolay hedef

kolay heyecanlanan

kolay inanan

kolay inanan

kolay inanırlık

simple mindedness

cushy job, cinch

kolay işlenemez

kolay kanan

kolay kanmayan

(deyim) nobody's fool

kolay kavrayan

kolay kazanma

kolay kazanmak

kolay kazanmak

kolay kazanmak

kolay kazanmak

kolay kazanmak

kolay kazanç

kolay kazanılan başarı

kolay kazanılan başarı

kolay kazanılan galibiyet

kolay kazanılan şey

kolay kazanılmış

kolay kazanılmış maç

kolay kazanılmış zafer

runaway victory

kolay kolay

(with negative verbs only) easily

kolay kolay kızmayan

kolay kırılma

kolay kırılır

kolay kırılır

kolay kırılır

kolay kırılır

kolay kırılır

kolay kıvrılır

kolay kızaran

kolay lokma

kolay lokma

(deyim) sitting target

kolay moraran

(Tıp) easy bruising

kolay morarma

(Tıp) easy bruising

kolay olmayan

kolay paniğe kapılan

money for old rope

kolay para kazanmak

get on the gravy train

kolay pes eden

kolay satış

(Ticaret) ready sale

kolay sinirlenen

kolay sinirlenen

kolay sinirlenir

kolay sinirlenir

kolay sinirlenir

kolay sinirlenir

kolay sinirlenir

kolay sinirlenme

kolay sinirlenmeyen

kolay sürüm

(Ticaret) ready sale

kolay ulaşılır

kolay ulaşılır yerde

within easy reach

kolay yarılır

(Hukuk) fissile

kolay yatıştırılma

kolay yatışır

kolay yenmek

mop the floor with

kolay yolu seçmek

take the easy way out

kolay yönetilen

kolay zafer

kolay çözüm

simple-solution

kolay şekil alan

kolay şekil alan

kolay: tek cins

(Bilgisayar) easy: one suit

kolay gelsin

easier said than done

düşüncelerini kolay ifade edebilen

giymesi kolay olan

giymesi kolay şey

hazmı kolay

easy of digestion

içimi kolay

işçiliği kolay

kullanımı kolay

paraya kolay çevrilebilir mal

yapmak pek de kolay değil

That will take some doing

easy as winking

as easy as shelling peas

it's money for jam

it's child's play

ıngilizce bir kolay okuma satın almak istiyorum

I would like to buy an easy reading in English

Türkisch - Türkisch

Definition von kolay im Türkisch Türkisch wörterbuch: Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basit; Kolaylık; Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basit: "Yolu bulmak kolay oldu."- Halikarnas Balıkçısı; Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı: "Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı."- H. Z. Uşaklıgil; Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı; (Osmanlı Dönemi) asan; (Osmanlı Dönemi) ŞEVA; (Osmanlı Dönemi) MA'N; (Osmanlı Dönemi) DEFF; (Osmanlı Dönemi) YESİR; basit; (Osmanlı Dönemi) sehl
kolay gelsin: (Said to somebody at work) May it be easy!
kolay kolay: Kolay bir yoldan, kolayca
dile kolay: Anlatılması kolay ama yapılması veya katlanılması çok güç

kolay

Silbentrennung

ko·lay

Aussprache

Gemeinsame Collocations

Resimler

Google Resimler

Historie

kolay

Favoriten

iOS

Android

Windows

Blog

Über uns

Kontakt

© 1999-2024 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.