She lives alone in a house of enormous dimensions.
- Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
The elephant is an enormous creature.
- Fil kocaman bir yaratıktır.
Seen from the sky, the river looked like a huge snake.
- Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.
The lion opened its huge mouth and roared.
- Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
- Hırsızlar güvenlik görevlileri tarafından fark edilmeden veya alarm sistemini harekete geçirmeksizin kocaman altın madeni paraları çaldılar.
I've never seen such a giant watermelon!
- Böylesine kocaman bir karpuz hiç görmedim!
The Web is a big junkyard.
- Web kocaman bir hurdalıktır.
Tom took a big bite out of his sandwich.
- Tom sandviçten kocaman bir lokma aldı.
She owns a gigantic house.
- O, kocaman bir eve sahip.
Do you want to see something gross?
- Kocaman bir şey görmek istiyor musun?
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
Those burly books were really expensive.
- Şu kocaman kitaplar gerçekten pahalıydı.
The universe is a large school.
- Kainat kocaman bir okul.
I saw a large snake today.
- Bugün kocaman bir yılan gördüm.
A tiny spark may become a great flame.
- Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.