He proved to be an ideal husband.
- İdeal bir koca olduğunu ispat etti.
My last husband was really stupid.
- Son kocam gerçekten aptaldı.
He has enormous fingers.
- Onun kocaman parmakları vardır.
The elephant is an enormous creature.
- Fil kocaman bir yaratıktır.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
The lion opened its huge mouth and roared.
- Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
They became man and wife.
- Onlar karı koca oldu.
This man is not my husband.
- Bu adam benim kocam değil.
The universe is a large school.
- Evren kocaman bir okul.
The universe is a large school.
- Kainat kocaman bir okul.
The news that her husband had been killed in an accident was a great shock to her.
- Kocasının bir kazada hayatını kaybettiği haberi ona büyük bir şok oldu.
Her husband's illness caused her great anxiety.
- Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.
I've got a big week ahead of me.
- Önümde koca bir haftam var.
The cows looked big and docile.
- İnekler kocaman ve uysal görünüyordu.
Mary complained about her husband again - the same old story.
- Mary kocası hakkında yine yakındı - aynı eski hikaye.
That's an old wives' tale.
- Bu bir kocakarı masalı.
A widow is a woman whose spouse has died.
- Dul kocası ölmüş bir kadındır.
Mary's hubby is chubby.
- Mary'nin kocası tombul.
My hubby and I used to go mountain climbing together.
- Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
My parents don't like my girlfriend. They say that she's a gold digger.
- Ebeveynlerim kız arkadaşımı sevmiyor. Onlar onun bir zengin koca avcısı kadın olduğunu söylüyor.