I had to run to the station.
- Ben istasyona kadar koşmak zorunda kaldım.
You do not have to run fast.
- Hızlı koşmak zorunda değilsiniz.
I really had to run for it to catch the train.
- Ben treni yakalamak için gerçekten koşmak zorunda kaldım.
I had to run to catch up with Tom.
- Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.
She goes running every morning.
- O her sabah koşmaya gider.
He goes running every morning.
- O her sabah koşmaya gider.
She goes running every morning.
- O her sabah koşmaya gider.
He goes running every morning.
- O her sabah koşmaya gider.
I don't know if I should stay or run.
- Kalmam ya da koşmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
Don't run around in the room.
- Odanın etrafında koşma.
She goes running every morning.
- O her sabah koşmaya gider.