Bu kitap benim anlayışımın üzerindedir.
- This book is above my understanding.
Yani, Çin ulusuna karşı daha anlayışlıyım.
- That's to say, I have a better understanding of the Chinese nation.
Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
- This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Bir anlaşmamız olduğunu düşündüm.
- I thought we had an understanding.
Bizim bir anlaşmamız var.
- We have an understanding.