know not; knows not

listen to the pronunciation of know not; knows not
Englisch - Türkisch

Definition von know not; knows not im Englisch Türkisch wörterbuch

note
{i} senet
note
not

Lütfen toplantı gündemindeki değişikliği not al. - Please note the change in the meeting agenda.

Onlara bir teşekkür notu yazman gerektiğini düşünmüyor musun? - Don't you think you ought to write them a thank-you note?

note
tamim
note
ün

Tom'un babası ünlü bir matematikçiydi. - Tom's father was a noted mathematician.

Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı. - To my surprise, the noted psychologist was accused of a kidnapping.

note
not (okulda)
note
meşhur

Otel yemeği ile meşhurdur. - The hotel is noted for its food.

note
sirküler
note
muhtıra
note
(ses) ifade
note
{i} piyano tuşlarından biri
note
(isim) işaret, belirti, not, nota, pusula, fatura, senet, kâğıt para, belge, dikkat, saygınlık
note
{f} notalarını yazmak
note
{f} belirlemek (fiyat)
note
{f} -den söz etmek, anmak
note
{i} fatura
note
{f} dikkat etmek
note
{i} not, pusula, betik
note
delil
note
(Avrupa Birliği) not, kaydetmek
Englisch - Englisch
note