Onun nasıl yapılacağını bilmediğimi zaten söyledim.
- I've already said I don't know how to do it.
Konuştuğu insanlar daha önce bir bilgisayar görmedikleri için Tom computer kelimesini nasıl çevireceğini bilmiyordu.
- Tom didn't know how to translate the word computer because the people he was talking to had never seen one.
Bu bilgisayarı nasıl çalıştıracağımı bilmiyorum.
- I don't know how to operate this computer.
Kırışıklıkları nasıl önleyeceğini bilmek istiyor musun?
- Would you like to know how to prevent getting wrinkles?
Tom'un nasıl öldüğünü bilmek istiyorum.
- I want to know how Tom died.
Marlo has the know-how to fix your computer.
... Bazooka Gum?" And he said, "Well you know how Bazooka Gum ...
... for creatures that know how to use it. ...