O kazağı örmeyi bitirdin mı?
- Have you finished knitting that sweater?
Mary örme şişlerini çıkardı ve örmeye başladı.
- Mary pulled out her knitting needles and began to knit.
Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.
- She put her knitting aside and stood up.
Tom'da örgü örmeyi sever.
- Tom likes knitting too.
Onun için bir kazak örerek bir günden fazla harcadı.
- Many a day did she spend knitting a sweater for him.
Bayan Rachel Lynde mutfak penceresinde bir yorgan örerek oturuyordu.
- Mrs. Rachel Lynde was sitting at her kitchen window, knitting a quilt.
O, örgüsüyle meşguldü.
- She was busy with her knitting.
O kazağı örmeyi bitirdin mı?
- Have you finished knitting that sweater?
Ona bir kazak örmek için günler harcadı.
- She spent many days knitting a sweater for him.
Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
Mary örme şişlerini çıkardı ve örmeye başladı.
- Mary pulled out her knitting needles and started to knit.
Örgü şişlerimi çıkardım.
- I pulled out my knitting needles.
O kazağı örmeyi bitirdin mı?
- Have you finished knitting that sweater?
O, örgüsüyle meşguldü.
- She was busy with her knitting.
Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.
- She put her knitting aside and stood up.
O, örgüsüyle meşguldü.
- She was busy with her knitting.
Yaşlı kadın kaşlarını çattı.
- The old woman knitted her brows.
I find knitting very relaxing.
She put down her knitting and went to answer the phone.
All those seedlings knitted into a kaleidoscopic border.
The witness knitted his testimony from contradictory pieces of hearsay.
The first generation knitted to order, the second still knits for its own use, the next leave knitting to industrial manufacturers.
The joint fight for survival knitted the men closely together.