Sunağa yakın diz çöken bir çocuk gördüm.
- She saw a boy kneeling by the altar.
Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.
- The religious man remained kneeling for hours.
Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.
- The religious man remained kneeling for hours.
Sunağa yakın diz çöken bir çocuk gördüm.
- She saw a boy kneeling by the altar.
O onun yanına diz çöktü ve onun adının ne olduğunu sordu.
- She knelt beside him and asked him what his name was.
O, onun yanında diz çöktü.
- She knelt beside him.