klasikler

listen to the pronunciation of klasikler
Türkisch - Englisch
Classics

The movie Pretty Woman is one of the all-time classics. - Pretty Woman filmi tüm zamanların klasiklerinden biridir.

I've never read any of the classics. - Klasiklerden herhangi birini okumadım.

{i} study of the history of ancient Greece and Rome (such as language, literature, art)
klasik
{s} classic

The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China. - Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir.

I like classical music very much. - Ben klasik müziği çok severim.

klasik
classical

I don't like classical music. - Ben klasik müziği sevmiyorum.

I'm fond of listening to classical music. - Ben klasik müzik dinlemeye düşkünüm.

klasik
conventional
klasik
{s} usual

Tom usually listens to classical music. - Tom genellikle klasik müzik dinler.

Tom usually listens to a radio station that plays classic rock. - Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.

edebi klasikler
literary classics
klasik
conservative
klasik
vintage
klasik
classic, classical
klasik
classical; classic; standard, classic, usual; classic; classicist
klasik
standard
klasik
(a) classic
Türkisch - Türkisch
klasikler
Favoriten