kitten.

listen to the pronunciation of kitten.
Englisch - Türkisch
kedi yavrusu

Kedi yavrusuna jaguardiye seslendi. - She called the kitten Jaguar.

Kedi yavrusuna Tama adını verdim. - I named the kitten Tama.

yavru kedi

Sen yokken yavru kedinle ilgileneceğim. - I'll take care of your kitten while you're away.

Yavru kedi uyumak istiyor. - The kitten wants to sleep.

kit
teçhizat
kitten
{i} yavru kedi, enik, encik
kit
tahin
kit
aygıt
kit
donanım
kit
takım
kit
(out/up ile) gerekli şeylerle donatmak
kit
alet takımı
kit
avadanlık
kit
(Nükleer Bilimler) kit
kit
{i} malzeme

Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir. - Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.

kit
dili takım taklavat
kit
aparat,takım
kit
yavru kedi encik enik
kit
(Askeri) Askerin elbise ve donanımı
kit
the whole k
kit
{i} monte edilmemiş takım
kit
{i} araç gereç
kit
takım çantası
kit
donatı

Onun mutfağı emek tasarrufu yapan cihazlarla donatıldı. - Her kitchen is equipped with labor-saving devices.

kitten
(fiil) yavrulamak
kitten
civelek
kitten
{i} fingirdek kız

Günü internette fingirdek kız videoları izlemekle geçiriyor. - He spends the day watching kitten videos on the Internet.

kitten
encik
kitten
{f} yavrulamak
kitten
{i} tavşan yavrusu
kitten
oyuncu
kitten
yavrulamak kittenishkedi yavrusu gibi
kitten.
Favoriten