Lisa has a grudge against Stan.
- Lisa'nın Stan'a karşı bir kini var.
Lisa holds a grudge against Stan.
- Lisa Stan'a karşı kin besliyor.
Peace is love and wisdom – it's heaven. War is hatred and folly – it's hell.
- Barış, aşk ve bilgeliktir - bu cennet. Savaş kin ve ahmaklıktır - bu cehennem.
Tom glared at Mary with hatred and disgust.
- Tom kin ve nefretle Mary'ye baktı.
Do you feel resentment towards your parents?
- Ebeveynlerine karşı kin hisseder misin?
It turns out my back-fence neighbor is kin to one of my co-workers.
Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.
- Pride tends to develop into hubris, which is close kin to madness.
Sen benim akrabam değilsin.
- You are no kin of mine.
Ailemi görmek için Birleşik Krallık'a gidiyorum.
- I'm going to go to the United Kingdom to see my parents.
Tom anaokulundayken, ailesinin bir resmini çizdi.
- When Tom was in kindergarten, he drew a picture of his family.
Ben İsrail'in ünlü kralı Davut'un soyundanım.
- I am a decendant of Isreal's famous King David.
O, Kral George'un soyundandır.
- She's a descendant of King George!
Her tür atomun içinde protonlar, nötronlar ve elektronlar denilen belirli benzersiz parçacıkları vardır.
- Each kind of atom has a certain unique number of particles called protons, neutrons, and electrons in it.
Anlattığın fıkraların türü Tom'un anlattığı türe çok benzer.
- The kind of jokes you tell are very similar to the kind Tom tells.