Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?
- What kinds of meat dishes do you serve?
Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
- Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
Ben nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
- I thank you very much for your kindness.
Ben senin nezaketini asla unutmayacağım.
- I will never forget your kindness.
O, hiçbir şekilde kibar değil.
- He is by no means kind.
Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.
- I like him not because he is kind but because he is honest.
Bu ne cins bir köpek?
- What kind of dog is this?
O hangi cins bir köpek?
- What kind of dog is that?
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Kaplan çok vahşi bir hayvan türüdür.
- A tiger is a very ferocious kind of animal.
Onlar komşularına hep iyilikte bulunurlar.
- They always extend kindness to their neighbors.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti.
- He was kind enough to take him to the shop.
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
- You said she was kind and so she is.
Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.
- She was kind enough to give me good advice.
İyiliğin için sana derinden minnettarım.
- I am deeply grateful to you for your kindness.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Daha önce bu tip bir şey gördüm.
- I've seen this kind of thing before.
Tam olmanı hayal ettiğim insan tipisin.
- You're just the kind of person I imagined you'd be.
Beni görmeye gelmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to come and see me.
Beni akşam yemeğine davet etmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to invite me to dinner.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Tom Mary'ye ne tür müzikten hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of music she liked.
Mary hoşlandığım kadın türüdür.
- Mary is the kind of woman I like.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.