Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
- Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?
- What kinds of meat dishes do you serve?
Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am much obliged to you for your kindness.
Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.
- I will never forget your kindness so long as I live.
Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.
- I like him not because he is kind but because he is honest.
Sen gerçekten çok kibarsın.
- You're really too kind.
Bu cins bir ağacı daha önce hiç görmedim.
- I've never seen that kind of tree before.
Aynı cinsten bir şey söylemedim.
- I said nothing of the kind.
Kaplan çok vahşi bir hayvan türüdür.
- A tiger is a very ferocious kind of animal.
Sizin hangi tür şarabınız var?
- What kind of wine do you have?
Onlar komşularına hep iyilikte bulunurlar.
- They always extend kindness to their neighbors.
İyilik bu gezegene barış getirmenin tek yoludur.
- Kindness is the only way to bring peace to this planet.
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
- He was kind enough to lend me some money.
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
- You said she was kind and so she is.
İyiliğin için sana derinden minnettarım.
- I am deeply grateful to you for your kindness.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
Tam olmanı hayal ettiğim insan tipisin.
- You're just the kind of person I imagined you'd be.
Beni görmeye gelmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to come and see me.
Bizi davet etmeniz büyük incelikti.
- It was kind of you to invite us.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Mary hoşlandığım kadın türüdür.
- Mary is the kind of woman I like.
Bu tür şey olduğunda, Tom bundan hoşlanmıyor.
- Tom doesn't like it when this kind of stuff happens.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.