Tom nazikçe Mary'yi dürttü.
- Tom gently nudged Mary.
Tom Mary'yi nazikçe öptü.
- Tom kissed Mary gently.
Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?
- In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?
Tom kızını alnından kibarca öptü.
- Tom gently kissed his daughter on the forehead.
O gece yavaşça onun tenini okşadım.
- That night, I gently stroked her skin.
Helikopter yavaşça yere indi.
- The helicopter gently touched down.
Rüzgar ağaçlara usulca dokundu.
- The wind gently kissed the trees.
Rüzgar ağaçlara usulca dokundu.
- The wind gently kissed the trees.
O, çocuğu yumuşak bir biçimde yere yatırdı.
- She laid the child down gently.