Lütfen yemeğinden sonra masayı temizle.
- Kindly clear the table after your meal.
Lütfen ona bir göz atmama izin verir misin?
- Will you kindly let me have a look at it?
O beni nezaketle eve götürdü.
- She kindly gave me a ride home.
Tom soruyu kibarca yanıtladı.
- Tom kindly answered the question.
Kız atına kibarca davrandı.
- The girl treated her horse kindly.
Benimle nazikçe konuştu.
- He spoke kindly with me.
O, nazikçe bana yolu gösterdi.
- She kindly showed me the way.
Aceleciliği ve sabırsızlığı hoş karşılamam.
- I don't take kindly to pushiness or impatience.
Bizim öğretmenimiz hem sert hem de yumuşak huyludur.
- Our teacher is at once stern and kindly.
Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of woman do you think I am?
Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?
- What kinds of meat dishes do you serve?
Mary Bill'in kibarlığını doğal karşılıyor.
- Mary takes Bill's kindness for granted.
O bugün kibarlaşıyor.
- He is being kind today.
Bu cins bir ağacı daha önce hiç görmedim.
- I've never seen that kind of tree before.
Bu ne cins bir köpek?
- What kind of dog is this?
Sporun her türünü sever.
- He likes all kinds of sports.
Ne tür müzik seversin?
- What kind of music do you like?
O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti.
- He was kind enough to take him to the shop.
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
- You said she was kind and so she is.
İyiliğin için sana derinden minnettarım.
- I am deeply grateful to you for your kindness.
Ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır.
- I can't thank you enough for your kindness.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Daha önce bu tip bir şey gördüm.
- I've seen this kind of thing before.
Her tip kitabı okurum.
- I read all kinds of books.
Bana yardım etmen incelikti.
- It was kind of you to help me.
Beni akşam yemeğine davet etmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to invite me to dinner.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Tom Mary'ye ne tür filmlerden hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of movies she liked.
Tom'un bestelediği müzik türünden hoşlanıyorum.
- I like the kind of music Tom composes.
A kindly old man sits on the park bench every afternoon feeding pigeons.
Kindly move your car out of the front yard.
Aunt Daisy didn't take it kindly when we forgot her anniversary.
He kindly offered to take us to the station in his car.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.
We don't take kindly to your type around here.