Why doesn't anybody translate my sentences?
- Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
They said they hadn't seen anyone.
- Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.
Tom didn't want to speak to anyone.
- Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.
No one wants to listen to my opinions.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
No one understands me.
- Hiç kimse beni anlamıyor.
No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
- Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
No man is without his faults.
- Hiç kimse hatasız değildir.
There wasn't anyone in the room.
- Odada hiç kimse yoktu.
There was hardly anyone in the room.
- Odada hiç kimse yoktu.
I asked many persons about the store, but no one had heard of it.
- Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.
I am a sensitive person, you know.
- Duygulu bir kimseyim, bilirsin.
I thought a bunch of people would go water skiing with us, but absolutely no one else showed up.
- Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
- Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
No one has time for that sort of thing.
- Hiç kimsenin o tür şey için zamanı yoktu.
Have you told anyone about the surprise party?
- Sürpriz partiden kimseye bahsettin mi?
Outside of him, no one else came to the party.
- Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
No one understands that.
- Onu hiç kimse anlamıyor.
No one wants to listen to my opinions.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
There wasn't a soul in sight.
- Görünürde kimse yoktu.
We didn't tell a soul.
- Biz kimseye söylemedik.
I'm looking for somebody who understands French.
- Fransızca anlayan kimseyi arıyorum.
He thinks he is somebody, but really he is nobody.
- O onun biri olduğunu düşünüyor ama aslında hiç kimse değil.
No man received enough votes to win the nomination.
- Hiç kimse adaylığı kazanmak için yeterli oy almadı.
No man can be a patriot on an empty stomach.
- Hiç kimse boş mideyle vatansever olamaz.
Nobody could explain how the thing was made.
- Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
Nobody knows why this kind of thing happens.
- Bu tür şeylerin neden olduğunu kimse bilmiyor.
You can't shake someone's hand with a clenched fist.
- Sıkılmış bir yumrukla kimsenin elini sıkamazsın.
Why didn't someone help Tom?
- Neden kimse Tom'a yardım etmedi?
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
- Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
Nobody knows what will happen next.
- İleride ne olacağını hiç kimse bilmiyor.