Why doesn't anybody translate my sentences?
- Niçin kimse benim cümlelerime katkıda bulunmuyor?
War doesn't make anybody happy.
- Savaş kimseyi mutlu etmez.
Tom didn't want to speak to anyone.
- Tom kimseyle konuşmak istemiyordu.
They said they hadn't seen anyone.
- Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.
No one may be compelled to belong to an association.
- Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.
No one wants to listen to my opinions.
- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
No man received enough votes to win the nomination.
- Hiç kimse adaylığı kazanmak için yeterli oy almadı.
No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
- Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
No one speaks this language anymore.
- Artık hiç kimse bu dili konuşmuyor.
Why doesn't anybody translate my sentences?
- Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
He is such a bad person that everybody dislikes him.
- O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
I asked many persons about the store, but no one had heard of it.
- Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.
No one is sure how many people died.
- Hiç kimse kaç kişi öldüğünden emin değildi.
No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
- Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
No one has time for that sort of thing.
- Hiç kimsenin o tür şey için zamanı yoktu.
No one came to the party except John and Dick.
- Kimse John ve Dick dışında partiye gelmedi.
Have you told anyone about the surprise party?
- Sürpriz partiden kimseye bahsettin mi?
No one understands me.
- Hiç kimse beni anlamıyor.
No one shall be arbitrarily deprived of his property.
- Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
In the store, there's not a soul to listen to us.
- Dükkanda bizi dinleyecek kimse yok.
There wasn't a soul in sight.
- Görünürde kimse yoktu.
He thinks he is somebody, but really he is nobody.
- O onun biri olduğunu düşünüyor ama aslında hiç kimse değil.
I am somebody and I am important.
- Ben önemli kimseyim ve önemliyim.
No man is without his faults.
- Hiç kimse hatasız değildir.
Because no man can speak my language.
- Çünkü hiç kimse benim dilimi konuşamaz.
No one ever saw such a thing.
- Hiç kimse şimdiye kadar böyle bir şey görmedi.
Nobody knows why this kind of thing happens.
- Bu tür şeylerin neden olduğunu kimse bilmiyor.
Why didn't someone help Tom?
- Neden kimse Tom'a yardımcı olmadı?
Why didn't someone help Tom?
- Neden kimse Tom'a yardım etmedi?
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
- Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
Nobody lives in this house.
- Bu evde hiç kimse yaşamıyor.