I forgot to lock the storeroom.
- Depoyu kilitlemeyi unuttum.
I locked the door, in case someone tried to get in.
- Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.
Really? I had locked it up before I went out.
- Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim.
Tom locked his keys in his car.
- Tom arabasındaki anahtarları kilitledi.
Locking all the doors, I went to bed.
- Bütün kapıları kilitledim, yatmaya gittim.
I remember locking the door.
- Kapıyı kilitlediğimi hatırlıyorum.
Really? I had locked it up before I went out.
- Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim.
Tom found the office door locked.
- Tom ofis kapısını kilitli buldu.
It is an act of cruelty to lock a small child in his room.
- Küçük bir çocuğu odasına kilitlemek bir zulüm hareketidir.
I have to lock this door.
- Bu kapıyı kilitlemek zorundayım.
I have to lock this door.
- Bu kapıyı kilitlemek zorundayım.
I wanted to lock the door, but I'd lost the key.
- Kapıyı kilitlemek istedim ama anahtarı kaybettim.
The locking mechanism has jammed.
- Kilitleme mekanizması sıkıştı.
Why are you locking the door?
- Neden kapıyı kilitliyorsun?
The key question is not what can I gain but what do I have to lose.
- Kilit soru ne kaybedebilirim değil fakat kaybedecek neyim vardır.
Jim turned the key in the lock.
- Jim kilitin içinde anahtarı çevirdi.
I wanted to lock the door, but I'd lost the key.
- Kapıyı kilitlemek istedim ama anahtarı kaybettim.