kilitçi

listen to the pronunciation of kilitçi
Türkisch - Englisch
locksmith
ironworker
kilit
lock

Every door in the house is locked. - Evdeki her kapı kilitlidir.

Really? I had locked it up before I went out. - Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim.

kilit
closure
kilit
lynchpin
kilit
(Askeri,Teknik) detent
kilit
fastening
kilit
{i} locking

Locking all the doors, I went to bed. - Bütün kapıları kilitledim, yatmaya gittim.

I remember locking the door. - Kapıyı kilitlediğimi hatırlıyorum.

kilit
fastener
kilit
clevis, shackle
kilit
key

Tom locked his keys in his car. - Tom arabasındaki anahtarları kilitledi.

Tom couldn't unlock the door because he had the wrong key. - Tom kapıyı kilitleyemedi, çünkü yanlış anahtarı almıştı.

kilit
lock; padlock
kilit
lock, padlock; shackle
Türkisch - Türkisch

Definition von kilitçi im Türkisch Türkisch wörterbuch

Kilit
sanga
Kilit
gora
Kilit
zanga
Kilit
suser
Kilit
(Osmanlı Dönemi) MIHSAL
Kilit
kupli
kilit
Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka
kilit
Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti: "Sonunda kapının kilidi göz yaşlarıma dayanamadı."- Y. Z. Ortaç
kilit
Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti
kilit
Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık