Tom's mother told him not to play with matches.
- Tom'un annesi ona kibritlerle oynamamasını söyledi.
He felt for his matches and found them in his back pocket.
- O, kibritlerini hissetti ve onları arka cebinde buldu.
Tom knows better than to play with matches.
- Tom'un kibritlerle oynamayacak kadar aklı var.
The fire was brought about by children's playing with matches.
- Yangın çocukların kibritlerle oynamasından kaynaklandı.