The girl looked at Onisi contemptuously, then laughed jeeringly. He was then six years old and didn't know how to speak in English so he couldn't understand what she was saying but he sensed that it was derogatory.
He's rude, arrogant and ignorant.
- O kaba, kibirli ve cahil.
Tom is an arrogant idiot.
- Tom kibirli bir aptal.
Don't be so haughty in your speaking.
- Konuşmanda çok kibirli olma.
Tom is very conceited, isn't he?
- Tom çok kibirli, değil mi?
Tom is really conceited, isn't he?
- Tom gerçekten kibirli, değil mi?
Love is patient, love is kind. It does not envy, it does not boast, it is not proud.
- Aşk sabırlıdır, aşk şefkatlidir. Kıskanmaz, övünmez, kibirli değildir.
I don't like him because he is too proud.
- Ondan hoşlanmadım çünkü çok kibirli.
Dan isn't an arrogant and disdainful guy.
- Dan küstah ve kibirli bir adam değil.
Everybody I know thinks Tom is stuck up.
- Tanıdığım herkes Tom'un kibirli olduğunu düşünüyor.
I think Tom is stuck-up.
- Tom'un kibirli olduğunu düşünüyorum.
Don't you know that you're being dismissive?
- Kibirli olduğunuzu bilmiyor musunuz?
Do people ever accuse you of being conceited?
- İnsanlar seni hiç kibirli olmakla suçluyorlar mı?
Tom is really conceited, isn't he?
- Tom gerçekten kibirli, değil mi?
Tom was feeling pretty cocky.
- Tom kendini oldukça kibirli hissediyordu.
Do you think Tom is vain?
- Sence Tom kibirli mi?