Definition von kibar im Türkisch Englisch wörterbuch
- kind
He is being kind today.
- O bugün kibarlaşıyor.
I like him not because he is kind but because he is honest.
- Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.
- courteous
Be courteous and respectful.
- Kibar ve saygılı olun.
- gentle
The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
- Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
Sir Harold is a fine English gentleman.
- Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
- polite
You should try to be more polite.
- Daha kibar olmayı denemelisin.
It is not polite to interrupt someone while he is talking.
- Konuşurken birinin sözünü kesmek kibarlık değildir.
- elegant
The Browns are an elegant and happy family.
- Brownlar kibar ve mutlu bir ailedir.
- attentive
- mild
- friendly
- hooly
- genteel
- courtly
- wellbred
- kid-glove
- gentil
- well-disposed
- debonair
- decorous
- easy-going
- noble
- fashionable
- douce
- well-bred, refined
- nice
That's very nice of you, Willie answered.
- Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
I don't remember Tom being so nice.
- Tom'un çok kibar olduğunu hatırlamıyorum.
- gallant
He is a very gallant gentleman.
- O çok kibar bir beyefendidir.
- chivalrous
- exquisite
- aristocratical
- kid glove
- well mannered
- civilized
- tasteful, correct (thing)
- distingue
- aristocratic
- well-born
- polite, kind, refined, courteous, civil, well-bred; noble, distinguished
- blancmange
- bland
- civil
I will write him a civil answer.
- Ona kibar bir cevap yazacağım.
- {s} urbane
- refined
- slimy
- decent
Tom is one of the most decent men I know.
- Tom tanıdığım en kibar erkeklerden biri.
- grand
- {s} sharp
- {s} parliamentary
- distinguish
- gaiiant
- well born
- well disposed
- {s} polished
- delicate
- silkstocking
- kibar kadın
- dame
- kibar adam
- toff
- kibar bayan gibi
- gentlewomanlike
- kibar bir şekilde
- chivalrously
- kibar davranış
- kindly bearing
- kibar davranış
- polite behavior
- kibar fahişe sınıfı
- demimonde
- kibar kimse
- gentleman
- kibar konuşan
- fair spoken
- kibar muamele
- (Politika, Siyaset) courteous treatment
- kibar olmak için kaba ol
- (Konuşma Dili) be cruel to be kind
- kibar tabaka
- gentry
- kibar tavır
- bon ton
- düşkün kibar
- shabby genteel
- fakir ama temiz giyimli kibar
- shabby genteel
- kibarlar
- the nobilities
- kibarlar
- gentlefolks
- kibarlar
- the upper ten
- kibarlar
- gentlefolk
- kibarlar
- polite society
- kibarlar
- the fashionables