Araba anahtarlarımı unuttum.
- I have left my car keys behind.
Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
- It goes without saying that honesty is the key to success.
Piyanonun tuşları yaşı nedeniyle sararmış.
- The keys of the piano are yellow due to age.
Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
- They moved up and down the keys.
Bu şarkıyı o perdede söyleyemem.
- I can't sing this song in that key.
O perdede bu şarkıyı söylemek benim için zor olacak.
- It'll be difficult for me to sing this song in that key.
Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.
- The mayor presented him with the key to the city.
Anahtarımı yolda iken kaybetmiş olmalıyım.
- I must have lost my key along the way.
Kendine güvenmek başarının anahtarıdır.
- Trusting yourself is the key to success.
Kendine güven başarının anahtarıdır.
- Self confidence is the key to success.
Ne yaptığına dikkat etmek başarmak için en önemli anahtarlardan biridir.
- Paying attention to what you are doing is one of the most important keys to success.
Sözde herhangi bir dilin hakimiyetinin anahtarı, kelimeleri ve dilbilgisini bağlama yoluyla hayata geçirmektir.
- The key to the so-called mastery of any language is bringing the words and grammar to life through context.
Bir dil milyonların anahtarıdır.
- A language is a key to the heart of millions.
Bu anahtar neyi açar?
- What does this key unlock?
O anahtar bu çekmeceyi açar mı?
- Will that key unlock this drawer?
Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
- I left my keys on the table. Could you bring them to me?
Tom kaybettiğini sandığı anahtarları buldu.
- Tom found the keys he thought he had lost.
Kapıyı kilitlemek istedim ama anahtarı kaybettim.
- I wanted to lock the door, but I'd lost the key.
Araba anahtarlarımı unuttum.
- I have left my car keys behind.
Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
- It goes without saying that honesty is the key to success.
Jim kilitin içinde anahtarı çevirdi.
- Jim turned the key in the lock.
Tom kapıyı kilitleyemedi, çünkü yanlış anahtarı almıştı.
- Tom couldn't unlock the door because he had the wrong key.
The American Heart Association has prepared their own guide to classification and, keying it with the Standard Nomenclature of Diseases, have done much to encourage a concise yet complete diagnosis.
He is the key witness.
Indicate the comparative value of each heading by keying it with a number in pencil, in the left margin, as follows:.
He shoots from the top of the key.
the key to winning this game.
He keyed the car that had taken his parking spot.
The key says that A stands for the accounting department.
the key of B-flat major.
Our instructor told us to key in our user IDs.
... possibly signed by your private key, and without that key, no one is allowed to change the ...
... And I want to give you a sneak peak of one of the key parts ...