Pardon the interruption.
- Kesintiyi bağışlayın.
He doesn't allow interruptions.
- O, kesintilere izin vermez.
There's been a power cut.
- Bir elektrik kesintisi vardı.
The banker's pay cut was temporary, not permanent.
- Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil.
Tom and Mary lost their jobs due to budget cutbacks.
- Tom ve Mary bütçe kesintileri yüzünden işlerini kaybettiler.
Many employees had to be laid off due to budget cutbacks.
- Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.