Tom should definitely ask for Mary's opinion.
- Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
Tom should definitely visit an art museum or two while he's in France.
- Tom Fransa'da iken kesinlikle bir ya da iki sanat müzesini ziyaret etmeli.
Certainly, I like playing cards.
- Kesinlikle,kart oynamayı severim.
Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.
- Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir.
I thought a bunch of people would go water skiing with us, but absolutely no one else showed up.
- Bir grup insanın bizimle birlikte su kayağına gideceğini düşünmüştüm. Fakat kesinlikle başka hiç kimse gelmedi.
It is absolutely impossible to do so.
- Öyle yapmak kesinlikle imkansızdır.
You're going to do exactly as I tell you.
- Kesinlikle sana söylediğim gibi yapacaksın.
That's exactly what Tom was afraid of.
- Bu Tom'un kesinlikle korktuğu şey.
That's precisely why I need to meet Tom.
- Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
He is precisely the man we're looking for.
- O kesinlikle aradığımız adam.
This is strictly between us.
- Bu kesinlikle aramızdadır.
Smoking is strictly forbidden.
- Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
Even if he's very nice, I don't really trust him.
- Çok kibar olsa bile ona kesinlikle güvenmiyorum.
I can't really be certain that Tom didn't take the money.
- Tom'un parayı almadığından kesinlikle emin olamam.
The atmosphere in the room was decidedly frosty.
- Odadaki atmosfer kesinlikle soğuktu.
He will by no means come.
- O, kesinlikle gelmez.
This is by no means easy reading.
- Bu kesinlikle kolay okunmuyor.
That's precisely why I need to meet Tom.
- Tom'la tanışmak istememin nedeni kesinlikle bu.
He is precisely the man we're looking for.
- O kesinlikle aradığımız adam.
She flatly refused to let him in.
- Onun içeri girmesine kesinlikle izin vermedi.
His secretary flatly denied leaking any confidential information.
- Onun sekreteri, gizli bilgiyi sızdırmayı kesinlikle reddetti.
It's great! You'll laugh for sure.
- O harika! Kesinlikle güleceksiniz.
The weather will be good tonight for sure.
- Hava bu gece kesinlikle iyi olacak.
You are bound to fail unless you study harder.
- Daha çok çalışmazsan, kesinlikle başarısız olursun.
Tom is bound to lose the race.
- Tom kesinlikle yarışı kaybedecek.