The river continuously flows to the sea, it will never pause to let us cross on dry land.
Please give me something to kill the pain.
- Lütfen bana ağrı kesecek bir şey ver.
Can you give me something to kill the pain?
- Bana ağrıyı kesecek bir şey verebilir misin?
I saw him cut down a tree.
- Onun bir ağacı kestiğini gördüm.
They cut down the tree.
- Onlar ağacı kestiler.
The truck cut in front of my car.
- Kamyon arabamın önünü kesti.
While I was talking on the telephone with John, the operator cut in.
- Ben John ile telefonda konuşurken, operatör kesti.
I cut myself with a hacksaw.
- Bir demir testeresi ile kendim kestim.
Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.
- Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.
These scissors don't cut well.
- Bu makas iyi kesmiyor.
Are you going to cut down all the trees here?
- Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?
Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors?
- Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?
Banks are cutting lending to industrial borrowers.
- Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.
Upon the day appointed for their execution she cut off her hair and dressed herself as if going to a fete.
- Onların idamı için belirlenen günde, o sanki şölene gidiyormuş gibi saçını kesti ve giyinip kuşandı.
Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.
- Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.
The tip of the knife blade is sharp.
- Bıçak ağzının ucu keskindir.
It's easy to cut cheese with a knife.
- Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.
I resolved to break up with her cleanly.
- Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
Rock breaks scissors. Scissors cut paper. Paper smothers rock.
- Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.
People with amputated limbs continue to feel them as if they were still there.
- Kesilmiş uzuvları olan insanlar onları hâlâ orada gibi hissetmeye devam ediyor.
Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
- Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
What you have done is absolutely inexcusable.
- Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.
Stop acting like this Tom! I'm tired of this nonsense! Just have done with it already!
- Böyle davranmayı kes Tom! Bıktım bu saçmalıktan! Bırak bu işleri artık!
Tom slit Mary's throat.
- Tom Mary'nin boğazını kesti.
Tom slit open the envelope.
- Tom zarfı keserek açtı.
You're not a child anymore so cut it out!
- Artık bir çocuk değilsin bu yüzden kes artık.