Please give me something to kill the pain.
- Lütfen bana ağrı kesecek bir şey ver.
I thought for sure we'd be killed.
- Kesinlikle öldürüleceğimizi düşündüm.
I saw him cut down a tree.
- Onun bir ağacı kestiğini gördüm.
After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake.
- Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.
Don't cut in while we're talking.
- Biz konuşuyorken kesme.
While I was talking on the telephone with John, the operator cut in.
- Ben John ile telefonda konuşurken, operatör kesti.
I cut myself with a hacksaw.
- Bir demir testeresi ile kendim kestim.
Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.
- Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.
It's easy to cut cheese with a knife.
- Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.
These scissors don't cut well.
- Bu makas iyi kesmiyor.
Tom is cutting corners.
- Tom köşeleri kesiyor.
Banks are cutting lending to industrial borrowers.
- Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.
We were cut off while talking on the telephone.
- Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.
A doctor quickly cut off his left arm and stopped the heavy bleeding.
- Bir doktor derhal onun sol kolunu kesip çıkardı ve ağır kanamayı durdurdu.
The tip of the knife is sharp.
- Bıçağın ucu keskindir.
The tip of the knife blade is sharp.
- Bıçak ağzının ucu keskindir.
Stop, you're breaking my heart.
- Kes, kalbimi kırıyorsun.
He's always breaking into our conversation.
- Her zaman konuşmamızı kesiyor.
I had to amputate Tom's leg.
- Tom'un bacağını kesmek zorunda kaldım.
Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
- Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
Stop acting like this Tom! I'm tired of this nonsense! Just have done with it already!
- Böyle davranmayı kes Tom! Bıktım bu saçmalıktan! Bırak bu işleri artık!
What you have done is absolutely inexcusable.
- Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.
Tom slit open the envelope.
- Tom zarfı keserek açtı.
Tom slit Mary's throat.
- Tom Mary'nin boğazını kesti.
You're not a child anymore so cut it out!
- Artık bir çocuk değilsin bu yüzden kes artık.