Onun bordür boyunca yürüdüğünü gördüm.
- I saw her walking along the kerb.
Otobüs duraklarında yükseltilmiş bordürler zorunlu olmalıdır.
- Raised kerbs at bus stops should be mandatory.
Kaldırım taşına çarpmamaya çalışın.
- Try not to hit the curb.
Kaldırım kenarına çok yakın durmayın.
- Don't stand so close to the curb.