Tom Joneses'lara ayak uydurmaktan bıktığını söylüyor.
- Tom says he's tired of trying to keep up with the Joneses.
Zamana ayak uydurmak için gazeteler okurum.
- I read newspapers in order to keep up with the times.
Diğer öğrencilere yetişmek için çok çalışmak zorundayım.
- I have to study hard to keep up with the other students.
Ona yetişmek için çok çalışmalıyım.
- I must study hard in order to keep up with him.
Ondan geri kalmamak için çok çalışmalıyım.
- I must study hard in order to keep up with him.