My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
This lake supplies our city with water.
- Bu göl kentimize su sağlamaktadır.
The urban population of America is increasing.
- Amerika'nın kent nüfusu artıyor.
Bicycles are tools for urban sustainability.
- Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
Is there regular bus service to the town?
- Kente düzenli otobüs servisi var mı?
He walked around to see the town.
- Kenti tanımak için çevrede dolaştı.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
We usually met at a certain place in the city.
- Biz genellikle kentteki belirli bir yerde buluşurduk.
The new park turned into one of the most neglected places in the city.
- Yeni park, kentin en çok ihmal edilen yerlerinden birine dönüştü.
Singapore is a nation smaller than New York City.
- Singapur, New York kentinden daha küçük bir ulustur.
I visited cities such as New York, Chicago and Boston.
- New York, Chicago ve Boston gibi kentleri ziyaret ettim.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.
Orası Amerika'daki en belalı şehir.
- Amerika'daki en tehlikeli kenttir.