My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
The urban population of America is increasing.
- Amerika'nın kent nüfusu artıyor.
Bicycles are tools for urban sustainability.
- Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
My wife spends money as if I were the richest man in town.
- Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
He walked around to see the town.
- Kenti tanımak için çevrede dolaştı.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
The city has a wonderful place to walk with children.
- Kentin, çocuklarla yürümek için harika bir yeri vardır.
The new park turned into one of the most neglected places in the city.
- Yeni park, kentin en çok ihmal edilen yerlerinden birine dönüştü.
Singapore is a nation smaller than New York City.
- Singapur, New York kentinden daha küçük bir ulustur.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.
Orası Amerika'daki en belalı şehir.
- Amerika'daki en tehlikeli kenttir.